
"Şehirler de medeniyetler gibidir, hiç yoktan var olurlar, yükselirler, ihtişamlariyle bir süre bütün dünyayı büyüledikten sonra gerilemeye, manen çökmeye başlarlar, nihayet birgün gelir, yeryüzünde tamamen siliniverirler. İşte bugün için Hollywood'u bu şehirlerden biri olarak sayabiliriz. Sodom ve Gomore ile kıyaslayabileceğimiz Hollywood, manevi bir çöküntü içindedir. Her türlü ahlaksızlığın tabii sayıldığı içkili alemler ünlü yıldızları artık tatmin etmemekte, boşanma skandalları ise reklam vasıtası olarak önemini kaybetmiş durumdadır. İyi film çevirebilecek rejisörler de tarihe karıştığına göre burası, bir sinema beldesi olmaktan çıkmıştır. Bana kalırsa, on yıla kadar, bir zamanlar milyonlarca gencin rüyasına giren bu alem, tamamen yeryüzünden silinecektir."

"TATLI HAYAT" DEVAM EDİYOR
Genç rahibin beyanatı tabii ki pek geniş yankılar yapmadı. Hollywood bildiğini okumakta devam ediyor.
Televizyonla sinema arasında bütün hızıyla devam eden amansız mücadele, televizyon ekranı lehine gelişirken ve bir zamanlar sinema severlerin sevgilisi olan yıldızlar bir bir televizyon tarafından yutulurken, geride kalan yıldızlar da çevirdikleri filmlerde görülen lüks ve derebeyi özel hayatlarında devam ettirmeye çalışıyorlar. Çoğu yıldızların oturduğu Beverly Hills'deki villalar; kumar, fuhuş ve her türlü ahlaksızlığın uluorta cereyan ettiği rezalet yuvaları haline geliyor. Bu, "Hollywood Party"lerine katılıp da basına konu olmamak adeta ayıp sayılmaktadır.
Çoğu, birer zevksizlik ve görgüsüzlük örneği olan bu evlerin başında Jayne Mansfield'in 55 odalık villası gelir. Geçenlerde Amerika'nın her tarafından çağırdığı gazetecileri 3 gün müddetle evinde ağırlayan Jayne, tefriş tarzıyla iftihar ettiği evi hakkında şöyle demiştir: "Bu sarayı, ilahi Rodolfo Valentino yaptırmış, ama zavallıya içinde oturmak kısmet olmamıştır. 2 yıl önce 76 milyon dolar ödeyerek aldığım bu evi baştan aşağıya kadar yeniden döşedim."

Gazeteciler, çilek rengindeki yatak odasını, kalp biçimindeki banyoyu ve -üzerinde herhalde hiç çalınmıyan- fildişi rengindeki acayip piyanodan çok yüznumaralardaki özel kağıtlara güldüler. Bunları koparınca, harekete geçen bir tertibatla günün en güzel melodilerini dinlemek kabil.


Dünyanın en büyük film merkezindeki israf, Amerika Hükümet çevresinde dahi günün konusu olmaya başlamıştır. Curd Jurgens'in bir tek film için, orta halli bir Amerikan memurunun 30 yılda kazandığı parayı alması gerçeği, bu itiraza sebep olmuştur. Kazanç ve israfın hududu yoktur. Yıldır bir rüya beldesi olarak bütün dünyayı cezbetmiş olan Hollywood, bu gidişle yakında bir sefahat ve işsizlik yuvası haline gelecek gibi görünüyor.
1 yorum:
Ha ha :)) 45 yıl evvel yazılmış! Taş gibi duruyor işte Hollywood.
Bu arada binlerce yıl evvel de insanlık çöküyor, ahlak elden gitti, başımıza taş yağacak çığırtkanları vardı, hala var. Ama dünya bunlara aldırış etmeden dönmeye devam ediyor.
Yorum Gönder