30.06.2005

Irak petrolleri anlaşmazlığı

20 Ekim 1961 Cuma ULUS Gazetesi

Irak petrolleri etrafında petrol şirketinin temsilcileri ile Bağdat Hükümeti arasında bir müddetten beri devam eden görüşmeler tekrar kesilmiş ve verilen habere göre, temsilciler Irak'tan ayrılmışlardır. Başbakanlık bürosundan bildirildiğine göre, Irak Hükümeti halkın menfaatlerini korumak için hukuki tedbirler alacaktır. Fakat alınacak tedbirlerin mahiyeti henüz bildirilmemiştir.

Irak petrolleri, Birinci Dünya Harbinin sonuna kadar geri giden anlaşma gereğince, hissedarları Amerikalı, İngiliz, Fransız ve Holandalı olan Irak petrol şirketi tarafından işletilmektedir. Petrol kaynaklarına sahip olmak içindir ki, Musul Türkiye'den ayrılmış ve Irak'a katılmıştı. Zengin petrol kaynaklarına ancak diğer şirketleri de ortaklığa almakla sahip olabileceğini anlayan İngiltere, 1920 yılında San Remo'da Amerikalılar Fransızlar ve Holandalılarla anlaşmaya varmıştı. Sevres antlaşması da bu petrol anlaşmasına dayanıyordu.

İlk zamanlarda toprağın sahibi sıfatiyle Irak'a istihsal edilen varil başına ancak birkaç kuruş veriliyordu. İran petrolleri de aynı muameleye tabi idi. Fakat zaman zaman şartlar Irak lehine değiştirildi ve nihayet 1952 yılında yapılan sonuncu anlaşma ile Irak safi karın yarısını almaktadır ki, bu para şimdi yılda 95 milyon sterlingi bulmaktadır. İran'ın ve Suudi Arabistan'ın olduğu gibi, Irak'ın da başlıca gelir kaynağı petroldür.

1958 ihtilali çıktığı ve İngiliz taraftarı Nuri Said Paşa düştüğü zaman, İhtilal Hükümetinin petrol imtiyazını feshedeceği sanılmıştı. Irak'ı başlıca gelir kaynağından yoksun edip de iktisadi anarşi içine atacak olan hareketten Kasım çekindi. Fakat şirket mukavelesinin Irak lehine değiştirilmesi için teşebbüse geçti ve görüşmeler Ağustos'ta (1958) başladı.

Üç yıldan fazla zamandan beri Irak Hükümetiyle petrol şirketi temsilcileri arasında görüşmeler kesilip gene başlamaktadır. Son defa geçen Nisan'da kesilmişti. Fakat Kasım, bizim de davetli olduğumuz Temmuz şenliklerinde söylediği nutukta, Ağustos'ta Irak petrol şirketiyle memleketin menfaatlerine uygun bir anlaşmaya varılacağını müjdelemişti. Gerçi görüşmeler tekrar Ağustos'ta başlamış ise de, şimdi bildirildiğine göre gene kesilmiştir. Irak istekleri üç noktada toplanmaktadır:

1-Irak Hükümeti, şirketin sermayesine yüzde 20 nisbetinde hissedar olmak istiyor. Şimdi yalnız kardan hisse alıyor.

2-Şirkete imtiyazı verilip de işletilmeyen bölgelerin Irak'a geri verilmesini istiyor. Yani bu bölgelerdeki imtiyazı feshetmek kararındadır.

3-Kardan aldığı yüzde 50 hissenin artırılmasını istiyor.

Şirket temsilcileri, Irak'ın isteklerine konsesyon yaptıklarını söylemişlerde de bu isteklerin hangilerini ve ne nisbette kabul ettiklerini açıklamamışlardır. Irak Hükümeti de anlaşmazlık hakkında fazla bilgi vermemiştir. Belki her iki taraf da tekrar görüşmelere girişmeyi düşünüyor.

Malumdur ki, petrol şirketiyle anlaşamayan İran, petrolleri devletleştirmişti. Devlet eline kaynaklar işletildi ve petrol istihsal edildi. Fakat İran petrolü tevzi etmekte zorluğa uğradı. Zira tevzi vasıtaları petrol şirketlerinin elinde idi. Gelirden mahrum kalan İran mali zorluklar içine atıldı ve nihayet devletleştirme politikasını tatbik eden Musaddık düştü.

Musaddık'ın acı dersi meydanda iken Kasım'ın aynı yola sapacağı beklenemez. Geçici bir zaman için bile olsa, Irak'ın petrol gelirinden yoksun kalması, Kasım'ın vaziyetini sarsar ve belki de düşmesine kadar varır. Petrol şirketlerinin elinde o kadar çok kaynak vardır ki, Irak petrollerinden yoksun kalmak onları müşterilerine karşı taahhütlerini yerine getirmekten alıkoyamaz. Mücadelede petrol şirketleri Kasım'dan daha kuvvetli vaziyettedirler. Yakın tarih göstermiştir ki, petrol imparatorluğu ile uğraşmak, kuvvetli devletlerle uğraşmaktan daha zordur.

Hiç yorum yok: