8.09.2005

6-7 Eylül hadiselerinin dünkü duruşmasında Köprülü "müretteptir" dedi (2)

Önceki gönderinin devamı
HİKMET BİL'İN İFADESİ
Saat 9.35'de, birkaç celsedir bulunamıyan Beyrut Basın Ataşesi Hikmet Bil'in şahit olarak dinlenmesine geçildi. Yeminin yazılı olduğu kağıt bulunamadığından bu yemini başkan evvela okudu, Hikmet Bil de tekrarladı.
Hadiseler sırasında Kıbrıs Türktür Cemiyeti'nin başkanı bulunan Hikmet Bil, 6-7 Eylül olayları hakkında bildiklerini anlatmaya başladı. Bil, 6 Eylül günü saat 8.30'da "Menderes'in Hususi Kalem Müdürü Muzaffer Ersü vasıtasıyle kendisini Adliye Sarayının açılışına davet ettiğini" söyledi. "Törenden sonra Menderes'in, otomobiline binerken 15-20 metre uzakta bulunmasına rağmen kendisini çağırarak arabaya aldığını, hatta bunun için de Adliye Vekili veya Valiyi otomobilden indirdiğini" ilave etti.
Hikmet Bil bu sırada düşük Başbakanın, Londra'da bulunan Zorlu'dan aldığı bir şifreden bahsederek, "Konferansta Türk heyetinin vazifesinin Türk tezini savunmak olduğunu söylediğini" belirtti. Tanık, Zorlu'nun "Daha aktif olunması" yolunda bir talepte bulunduğunu Menderes'in kendisine söylediğini de ilave etti.
KANTARIN TOPU KAÇMIŞTI
Yüce Divan Başkanı şahite, hadiselerin bir tertip olup olmadığına dair bir sual sordu. Bil, Menderes'in "aktif olmak" tabiri ile Yunanistan ve İngiltere nezdinde diplomatik temaslar yapılacağını zannettiğini, o gün, 6-7 Eylül'ün tertip olabileceğini tahmin etmediğini söyledi ve gece vilayete gittiğini hatırlatarak oradaki manzarayı şöyle anlattı:
"Solda Namık Gedik telefonla konuşuyordu. Telefonun diğer ucunda bulunan Mükerrem Sarol'a (Sizin bildiğiniz gibi değil, şehir yandı yıkıldı) diyordu."
Hikmet Bil, bundan sonraki intibalarına dayanarak, hadiselerin bir tertip olduğunu ifade etti ve "Kantarın topu kaçmıştı" dedi.
...
HACOPULOS'UN İFADESİ
45 dakika süren Hikmet Bil'in ifadesinden sonra düşük İstanbul milletvekili Hacopulos'un ikinci defa dinlenmesine başlandı. Başkan şahite vaktiyle BMM'de uzun uzun konuştuğu halde Yüksek Adalet Divanı huzurunda kısaca konuşup "savuştuğunu" hatırlattı ve 12/9/955 tarihli zabıt ceridesinden Hacopulos'un meclisteki konuşmasını okuttu. Hacopulos burada hadisenin tertipli olduğundan polisin seyirci kaldığından bahsediyordu. Şahit, geçen defa dinlenirken olduğu gibi başkan tarafından sual sorulmadıkça birşey söylememek yolunu tuttu. Zabıtlar okunup, eski sözleri ortaya çıktıkça bunları kabul etti.
...
KÖPRÜLÜ'NÜN İFADESİ
Saat 10.45'te başsavcı Egesel'in talebi üzerine, Fuat Köprülü'nün, Yeni Sabah Gazetesinin 23 Haziran 1960 tarihli nüshasında neşredilen beyanatının okunmasına karar verildi. Köprülü bu beyanatında 6-7 Eylül'ün, Zorlu'nun ilhamı ve Menderes ile Gedik'in tertipleri ile vukua geldiğini bildiriyordu. Yazının okunmasından sonra Köprülü "Yanlışlar, suitefsirler var" dedi. Başkan kendisine, tanık ve sanık olarak verdiği ifadelerin farkları hatırlatıldığı zaman da aynı şekilde konuştuğunu söyledi, bunun üzerine Köprülü "Hadiselerin bir tertip olduğunu" açıkladı.
Köprülü, "Önce tertibi aklıma sığdıramazdım" dedi ve ilave etti "Sonradan neticeleri öğrendim, binlerce adamın mahkemelerde cezalandırılmadıklarını gördüm, Namık Gedik'in, kendisinin mesul olmadığını, daha yüksek mesuller olduğunu söylediğini duydum. Ve bu hadiselerin tertip olduğu kanaatine vardım."
Fuad Köprülü, ikinci defa hariciye vekilliği yaptığı sırada Selanik hadisesini tahkik ettiğini, bunun tertip olmadığını fakat hükümetin bunu radyo ile vermekle hadiseleri tahrik eylemiş olduğunu söyledi. Tertipçilerin kim olduğu sualine de şu cevabı verdi:
"Hükümetin başında bulunan ve büyük nüfuzla kudreti elinde bulunduran başvekildi."
...
Şahitlerden İbrahim Alper, 4 Eylül 1955 de Celal Bayar'ın, İzmir'de Büyük Yamanlar kampını ziyareti sırasında, Behçet Uz, Osman Kapani, Enver Dündar Başar ve bazı mebuslarla Kıbrıs işini konuşurken, Enver Dündar Başar'ın "Partililer sabırsızlanıyor" demesi üzerine düşük Reisicumhurun şu şekilde konuştuğunu hatırlattı:
"Şayet heyet Londra'da muvaffak olmazsa ve Selanik'te bir bomba patlarsa siz o zaman İzmir ve İstanbul Rumlarının halini görün"
Bunun üzerine söz isteyen Menderes, bahis mevzuu konuşmaya şahit olanların da dinlenmesini istedi.
Bu şahitin ifadesine ne diyeceği sorulan Bayar, evvela "işitmedim" dedi. Ve söylenenleri tekrarlattı. Başkan kendisine kulaklık takmasını tavsiye etti. Cevabında Bayar böyle bir konuşma yapmadığını ileri sürdü.
GÜLDÜREN ŞAHİT
Manastır İdadisinin 5inci sınıfına kadar okuduğunu söyleyen Vehbi Soylular isimli bir şahit de salondakileri zaman zaman güldürdü. Hadise gecesi Sirkeci'de Hamdi isimli bir komiserin, bütün ikazlarına güldüğünü ve "Aldırma boşver" diye cevap verdiğini söyledi. "Kendisine, millet azası sıfatıyla emrediyorum, mani ol dedim, bana emir yukardan geliyor şeklinde konuştu" dedi.
...
Bekam Tümerkam, hadiseler sırasında Emniyet 5inci şubede görevli olduğunu, Müdüre vekalet eden Necati Eğinç'in emriyle, 40-50 kadar polisin kapıları kapatıp ikinci bir emre kadar içeriden olanları seyrettiklerini bildirdi.
...
Dinlenen son şahit Necip Bozkır, hadiseler sırasında yedek subay olduğunu söyledi. Hadiselerin tertip olduğunu ve DP lilerin 10-50 lira yövmiye ile bu işlerde kullanıldığını açıkladı. Mevkufların Örfi İdareye sevki sırasında Muhafız Kumandanlığı yaptığını belirten şahit, hapishanelerde DP lilere gayet iyi bakıldığını anlattı.
Şahit, tutuklu DP lilerin birinin hadiseleri Köprülü'nün emriyle yaptığını söylediğini işittiğini ifade etti. Gene olayları açıklamak isteyen bazı DP lilerin Namık Argüç tarfından mahkeme koridorlarında dövüldüklerini de ifade etti.
Dinlenilmesine karar verilen şahitlerden Hüseyin Canöztürk duruşma sırasında salonda kaldığından, ifadesinin başka celsede alınmasına karar verildi. Ve mahkeme 3 Kasım Perşembe gününe talik edildi.

Hiç yorum yok: