1.09.2005

Cezayir'in parolası: Kana kan Cana can


2 Kasım 1960 Çarşamba tarihli Hürriyet Gazetesinden

Cezayir'in parolası: Kana kan Cana can

Dün, Cezayir'de başlayan "Hürriyet Mücadelesi"nin 6ncı yıldönümü idi. Bu 6 yıllık mücadeleye rağmen, Cezayir'deki "İstiklal Savaşı" bütün şiddetiyle devam ediyor. Durumun hergün biraz daha vahamet kesbettiği ve dünya politikasında gerginliğe doğru yol açtığı muhakkak. Bu uğurda herşeyi göze alan Milliyetçi Cezayir'in nasıl bir hedefe doğru, hangi gayelerle savaştığını, geçici hükümetin Ankara'daki Türkiye temsilcisi gazetemize şöyle anlatmıştır:
Cüneyt ARCAYÜREK
Esmerdi, dinçti, güleryüzlü ve konuşkan. Elinde kırmızıkalem, kağıda, Şimali Arfika'nın sahillerini karalıyor. Sonradan açıldı. Asker olarak sert sözlü, bir temsilci olarak esprili. Her cümlesinin başında duraklıyor, dalıyor, Ankara ile Cezayir arasındaki binlerce kilometreyi katediyor, oraya gidiyor, Cezayirli kardeşlerinin içine giriyor, dertlerini bir kere daha dinleyip hissediyor, tekrar Ankara'ya, Libya Büyükelçiliğinin o mütevazi odasına dönüyor, dertleri, düşünceleri, azmi anlatıyordu.
Cezayir'in Ankara temsilcisi Albay Ümran, istiklal imanın sembolüdür, Cezayirlilerin istiklal mücadelelerinin yıldönümünde bu sembol, kardeş milletin düşünce ve hislerini açıklıyor:
"Bütün Afrika milletleri hürriyete ve istiklale kavuşurken, bir Cezayir, senelerdir devam eden mücadelesini müspet bir karara bağlanmasını niçin görmesin?
Ve Cezayir istiklal ve hürriyetini neden istemesin?
Çünkü Birleşmiş Milletlerin anayasası milletlere hürriyet, istiklal diyor, çünkü hür dünyanın insanları Birleşmiş Milletlerde istiklal ve hürriyeti toplanmış görüyor, çünkü Birleşmiş Milletler insanlığın, insanların ve milletlerin hürriyet ve istiklali için savaş bayrağını açmış bulunuyor.
Bütün bunlar, bu gerçekler, Birleşmiş Milletlerin istiklal talebimizi reddetmesine imkan vermez. İstiklal talebimizi bu kurum reddedemez. Aksi yönden bir karar alındığı taktirde, Birleşmiş Milletler prensiplerini, anayasasını, bugüne kadarki tutumunu inkar etmiş olacaktır.
Bunun için inanıyoruz ki Birleşmiş Milletler Cezayir'in istiklalini tanıyacaktır."
KANA KAN... CANA CAN
Ve sigaradan bir nefes daha çekti:
"Birleşmiş Milletler aksi yönden bir karar aldı diyelim. O zaman, Cezayir'de çöle akan kan durmaz ve kurumaz. Çünkü bir bayrak gibi dolaşan (kana kan, cana can) parolası akan kana fazlasını ekliyecektir. Cezayir, 1830'dan beri bu mücadeleyi yürütüyor. Fransızın, bu topraklara ilk adımını attığı günün ertesi, 24 yaşındaki Abdülkadir Cezayirli'nin başladığı mücadele durmıyacaktır. Abdülkadir Cezayirli mücadelesini onyedi sene yürütmüştür. Bu müddet içinde; Fransız, Cezayir toprağını adım adım tanıyabilmiş, işgal edebilmiştir. Cezayirli'nin ruhunun yaktığı alev hergün daha çok, her an daha fazla tutuşuyor. Aksi bir karar mı? Bu, evet böyle bir karar, kana kanla, cana canla cevaplandırılacak!"
TEK CEPHE
Yapacaklarını bilen insanlar, sakin olurlar. Ya Fransa istiklal kararını tanımazsa?
"Olur bu, yapabilir bunu. Fakat biliyor ki, bilmeli ki, mücadele daha hızlanacak. Bu defa bütün dünya aleyhinde tek cephe olacak. Sokaklarında Cezayir'e yardım için para toplayan dernekler kuran batı aleminin halkı yanında politikacıları da, devlet adamları da bulunacak. Avrupa bizi destekliyor ve bu red, bu kararı tanımamazlık hali Fransa'nın karşısında herkesi toplayacak.
Fransızlar mı? İçlerinde, Cezayir'in hakkını savunanlar var, bugün hepsi hapishanelerde. Bir çember gibi De Gaulle'ün etrafını alanlar, Generale istediklerini yaptırıyorlar. Cezayir'in hakkını gasbettirmek istiyorlar... De Gaulle'e ne mi derim? Her Fransız gibi bir Fransız bizim için.
Mustafa Kemal Çanakkale'nin önünde mağlup olan düşmanlarının geri çekilme için istedikleri 48 saatlik mühleti 24 saate indirmişti. Çünkü biliyordu ki, 48 saatte düşman toparlanabilir, çullanabilir.
Cezayir, Fransız'a 24 saat te tanımıyacak. Hemen çekil diyecek."
"İstiklalimizi aldıktan sonra, devletin şekli nasıl olacak?"
"Yok bir kral, yok bir hanedan. Cezayir, demokratik bir Cumhuriyet haline getirilecek. Kuvvetli bir ordusu olan bir Cumhuriyet."
ÖRNEK: TÜRKİYE
Cemal Paşa'nın verdiği beyanat mı? Tek kelime ile harikulade.
Eskiler, siz düşükler diyorsunuz, onlar Birleşmiş Milletlerde Tunus'un, Fas'ın ve Cezayir'in istiklali aleyhinde rey kullandılar. Şimdi devir değişti. Müslüman Türkiye, kardeş Türkiye istiklalini kazanmış şeklini örnek aldığımız Türkiye, ümit ediyoruz ki, bu defa Cezayir için "müspet" rey kullanacak.
Severim Türkiye'yi, Türkleri... Büyükelçi olarak mı?
İnşallah!

Hiç yorum yok: