31.08.2005

Ramazan yarenliği


25 Mart 1959 Çarşamba tarihli Zafer Gazetesinden

Ramazan yarenliği

Gazetelerde okudum. Karadeniz Ereğlisi camilerinden birinde teravih namazını otuzbeş dakikada kıldıran bir imama cemaat tarafından (tepkili imam) ismi verilmiş. Haber doğru ise imama takılan bu isim çok yerinde olmuştur.
Bizim Kadıköy'ünün Osmanağa Camiinin imamı rahmetli Sait Efendi de, böyle sür'atli namaz kıldıran imamlardandı. Öyle ki, iskele başındaki Sultanmustafa, Caferağa ve Yeldeğirmeni'nde Rasimpaşa adındaki topu topu üç camii olan köyümüzde yatsı namazı bitmek üzere iken bizimki teravihi kıldırıp çıkardı. Kuyubaşı Camiinin imamı rahmetli İsmail Efendi de sür'at ekspresine benziyen imamlardandı. Fakat cami pek sapa ve uzak olduğu için arkasında namaz kılmak nasip olmadı. Osmanağa imamının kaç dakikada namaz kıldırdığı pek aklımda kalmadı ama, herhalde o da Ereğli imamından ya beş dakika evvel ya beş dakika sonra bir müddet içinde namaz kıldırır, Şehzadebaşı alemlerine katılmak isteyen cemaati son vapura yetiştirirdi. Yalnız o zamanlarda tepkili veya tepkisiz tabiri bilinmediğinden sür'atine kinaye cemaat ona (torpido imam) derlerdi. Nüktedan halkımızın bu biçimden çok güzel buluşları vardı. O vaktin torpidoları saatte onbeş yirmi mil sür'ati haiz olduklarına göre, bu da pek mühim bir şey sayılmak icabeder.
Bazı camilerde hatim ile teravih kıldırılırdı. Hatim ile kılınan teravih namazlarında tam bir cüz yani yirmi sayfa okunur ve otuz Ramazan'da Kur'an hatmedilmiş olurdu. Hatim ile namaz kıldıran camiler, Fatih gibi koyu sofu muhitlerde bulunurdu. Hatim ile teravih kılmak külfetli olduğundan bu namaza pek az kimseler rağbet eder. İslam dininde ibadetlerin, halkı bıktırmadan, usandırmadan ifası lazım gelir.
Bir fıkra anlatırlar: Ömründe iki rek'at bayram namazından başka namaz kılmayan bir Arnavut bir gece şehre inmiş. Minarelerin, camilerin kandillerle süslenip pırıl pırıl yanmakta olduğunu görünce merak edip sormuş. Teravih namazı kılınıyor demişler. Oğluna, sen şuracıkta bekle, ben camiye girip iki rek'at kılayım demiş. Meğer o camide de hatim ile teravih kıldırılıyormuş. İmama uymuş, rek'atların adedi yedi, sekiz, onbeşe çıkınca bakmış ki namazın biteceği yok, uzadıkça uzuyor. İstirahat fasılasından bilistifade kapıda bekleyen oğluna seslenmiş:
-Mori Bayram! Sen bekleme, merkebi al köye git. Annene söyle merak etmesin. İş burada inada bindi, ben sonuna kadar dayanacağım.

Hiç yorum yok: