5.08.2005

İşçilerin mücadelesi sınıf mücadelesidir


















1 Ağustos 1962 Çarşamba tarihli Son Havadis Gazetesinden

Türk-İşin Yıldonümünde konuşan hatiplere göre: İşçilerin mücadelesi sınıf mücadelesidir

ANKARA
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) nun, 10 uncu yıldönümü dün saat 10 da İşçi Sigortaları Kurumu salonlarında kutlanmıştır. Toplantıya katılan işçi temsilcilerinden bazıları ile eski Çalışma Vekili Prof. Cahit Talas ve Çalışma Vekili Bülent Ecevit birer konuşma yapmışlardır.
Günün ilk konuşmasını yapan Türk-İş Başkanı Seyfi Demirsoy, memleketimizdeki sendikacılığın geçirdiği devirleri izah etmiş, Türk işçisinin daima yabancı ideolojilerin karşısında olduğunu belirterek "Türk işçisi büyük Atatürk'ün "Komünizm her görüldüğü yerde ezilecektir" sözlerine sadıktır" demiştir. Sendikacılığın devlet ve işveren tarafından sevilmediğini belirten Demirsoy, güçlüklerin zamanla halledileceğini ifade etmiştir.
C.H.P. nin eski Ankara milletvekili ve Türk-İş'in eski başkanlarından İsmail İnan, işçinin ıstırap çektiğini söylemiş ve "Tek dimağ haline gelen işçi topluluğunun hakim olamıyacağı, dize getiremiyeceği siyasi bir kuvvet bulunmadığı gibi, bu seviyeye erişemediği takdirde ise, sahip olabileceği politik herhangi bir varlık yoktur" demiş, mücadelenin bir sınıf mücadelesi olduğunu söylemiştir.
Toleyis Federasyonu Başkanı İsmail Aras da sınıf mücadelesini kabul etmemenin hata olduğunu, yapılan mücadeleler sonunda elde edilen hakların muhafazası için gayret sarfedilmesi lazım geldiğini söylemiş ve sendikaların kati surette politikanın dışında kalmaları gerektiğini belirtmiştir.
Eski Çalışma Vekili Prof. Cahit Talas'tan sonra mikrofona gelen Çalışma Vekili Bülent Ecevit, sendikaların ileri bir seviyeye ulaştığını söyledikten sonra Türk işçisinin önünde yeni bir çalışma ve yaşama devresinin açıldığını belirtmiş ve "Türk işçisi bu devrede her türlü tahriklerle, yıkıcı akımlara karşı karşıyadır" demiştir. Tahriklerin iktisadi hayatta kendi çıkarlarına bakan geri düşünceliler ile fertlerin her türlü siyasi hak, hürriyet ve teşebbüs imkanını reddeden, devleti tek başına hakim kılıp işçileri köle gibi çalıştırmak isteyen iki aşırı uçtan geldiğini söyleyen Ecevit sözlerine şöyle devam etmiştir:
"Bu iki cephenin mensupları, Türk işçi hareketlerini çığırından çıkarıp tehlikeli mecralara sürüklemek, tanınması kararlaştırılan yeni işçi hak ve hürriyetlerinden halkı ürkütücü birtakım davranışlara Türk işçisini teşvik ve tahrik etmek çabası içindedirler. Bunlara karşı millet ve hükümet, Türk işçisine güvenmektedir.
İşçi, haklarının bekçisi olmalıdır. Fakat bunun dışında Türk sendikacısının artık, özlediği haklara kavuşmak için, kendini üzücü ve huzura her zamankinden daha çok muhtaç olan şu toplumu sarsıcı savaşlar vermeğe ihtiyacı yoktur. Hükümet bu haklara en ileri düşünen sendikacılar kadar inanmaktadır.
Böyle bir ortamda, böyle bir inanış karşısında, Türk sendikacılığı, gereksiz ve karşılıksız savaş haykırışları ile toplumu ayakta ve kulağı sokakta tutmakla bir şey kazanamaz ve kazandırmaz."

Hiç yorum yok: